NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سَعِيدُ بْنُ
مَنْصُورٍ
وَقُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
قَالَا
حَدَّثَنَا
يَعْقُوبُ
بْنُ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
قَالَ
سَعِيدٌ
الزُّهْرِيُّ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ أَبِي
عَمْرٍو عَنْ
أَنَسِ بْنِ
مَالِكٍ قَالَ
كُنْتُ
أَخْدِمُ
النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَكُنْتُ أَسْمَعُهُ
كَثِيرًا
يَقُولُ
اللَّهُمَّ
أَعُوذُ بِكَ
مِنْ الْهَمِّ
وَالْحَزَنِ
وَضَلْعِ
الدَّيْنِ وَغَلَبَةِ
الرِّجَالِ
وَذَكَرَ
بَعْضَ مَا
ذَكَرَهُ
التَّيْمِيُّ
Enes b. Mâlik (r.a.)'den;
demiştir ki:
Ben Resûlullah
(s.a.v.)'e hizmet ederken onun çokça şöyle dediğini işitirdim:
"Allah'ım geçmişe
ve geleceğe âit sıkıntılardan, borçların ağırlığından ve düşmanların
galebesinden sana sığınırım."
(Râvî) Ya'kûb b.
Abdurrahman, rivayetinde Teym'i'nin zikrettiklerinin bazılarım zikretti.
İzah:
Buhari, cihad, et'ime,
deavât; Müslim, zikr; Tirmizî, deavat; Nesaî, isti'âze
Hemm ve Hazen; Hüzn,
üzüntü, keder mânâlanndandır.Ancak hemm de, çok ileride olacak üzüntülerle,
hüzn veya hazen ise geçmişte kaçırılan dünya ve ahiret hayırlarından dolayı
duyulan kederlerle ilgilidir.
"Borçların
ağırlığı" diye terceme ettiğimiz, kelimesi, bazı nüshalarda ilk harf olmak
üzere şeklinde zabt olunmuştur.Eğrilik, da aksaklık, topallık mânâlarına
gelir. Ağırlık, yük altındaki kişinin bükülmesine ya da aksamasına sebeb olduğu
için borcun vereceği ağırlık mecazen bu şekilde ifâde buyurulmuştur. Borç,
borçluyu düzgün yoldan ayıracağı için yukarıdaki ifâde şeklinin tercih edilmiş
olması da mümkündür. Bu hâl ancak alacaklının ısrarla istemesi karşısında
borçlunun borcu ödemekten âciz olması hâlinde tasavvur edilir.
"Düşmanların
galebesi" olarak terceme edilen
terkibinin tam karşılığı "insanların galebesi" ya da
"insanlara galebe"dir. Birinci mana kelimesinin failine, ikincisi de
mef ûlüne izafesi suretiyle verilebilecek mânâlardır. Bu durumda Efendimiz hem
insanların zulmüne uğramaktan hem de insanlara zulmetmekten Allah (c.c.)'a
sığınmış demektir. İki türlü anlayışa tercemede işaret zor olacağı için sadece
"insanların zulmü" mevzuu bahs edilmiş, kişiye zulm düşman tarafından
geleceği için insan "düşman" diye tahsis edilmiştir.
Buharı sarihlerinden
Kirmanı, bu dua ile ilgili olarak şöyle der: "Bu dua, geniş mânâları içine
alan veciz sözlerdendir. Çünkü kötülükler, aklî, gazabî ve şehevî kuvvetlere
göre nefsî, bedenî ve haricîdirler. Kederler, aklî; aşağılıklarla korkaklık,
gazabî; kötülüklerle cimrilik, şehevî; rezilliklerle acz ve tenbellik, bedenî;
borcun ağırlığı ve galebe de haricî kötülüklerle alakalıdır. Son ikisinden
birincisi mal, ikincisi de çevre ile ilgilidir. Dua işte bunların tümünü
kapsamaktadır."
Nesâî'nin rivayeti
"Allahım! Düşmanın ve borcun üstünlüğünden düşmanların şamatasından sana
sığınırım" mânâsını verecek şekildedir.
Hadisin sonunda Yakub
b. Abdurrahman'ın, Teymî'nkı zikrettiklerinden bazılarını söylediği ifâde
edilmiştir. Teymî bir önceki hadisin râvilerin* dendir. Mutemir'in babası
Süleyman b. Tarhân et-Teymî'dir.
Bu izahtan anlaşılacağı
üzere üzerinde durduğumuz hadisin râvisî, önceki hadiste zikredilenlerin
bazılarını da söylemiştir. Ancak bu kısımların neler olduğuna dâir bir açıklık
mevcut değildir.